Teleks teknisyenliği yaparken tesadüf sonucu fotoğraf makinesi tamirine başlayan Hüseyin Kaya, Ankara'nın en eski fotoğraf makinesi tamircilerinden Cevat ustanın yanında öğrendiği tamir işini 1977'den bu yana sürdürüyor. Cevat ustadan "yalnızca adını değiştirmemek" şartıyla karşılıksız devraldığı "Tek Flaş" isimli küçük dükkânında fotoğraf makinelerini "iyileştiren" ve elektromekanikte 41 yıllık deneyimi olan Hüseyin usta, "makineyi tamir edince bir doktor gibi mutlu oluyorum" diyor.
Makine insana benzer Hüseyin Usta işini çok seviyor: "Fotoğraf makinesini tamir etmeye başladığım zaman makineyi bir insan olarak düşünüyorum. Masama geldiği zaman makineyi testlerden geçiriyorum. makine suya düşmüşse, pas görmüşse, diyorum ki bir insan hastalanmış, ciğeri su toplamış. Ya da kimi zaman bir yeri kırıksa insanın kolu kırık gibi düşünüyorum. İçimden bir acıma geçiyor. Bende parçası varsa, onu tamir edebilirsem son derece mutlu oluyorum. Nasıl bir doktor iyi olmayacak bir hastayı iyi ettiği zaman mutlu oluyorsa, ben de tamir olmayacak bir makineyi tamir ettiğimde öyle mutlu oluyorum" diyor. İşinin ağır olduğunu belirten Hüseyin Usta, tamire gelen bir makineda flaşın patladığı, makinenin kendine has sesini duyduğu zaman, müşterinin de yüzü gülünce mutlu olduğunu söylüyor.
Yadigâr kaldı Eskiden parça bulmanın çok kolay olmadığını söylüyor Hüseyin Usta. Hurda makinelerden, eline eğeyi alıp kendisinin yaptığını anlatıyor parçaları. Hurda makine almak için gittiği yerlerde eski makineleri gördüğünde de almadan duramıyor. "Bana lazım değilse bile içim razı olmuyor" diyor. "Kaç liraysa alıp getirip tamir ediyorum. Şimdi bile gitsem, gençliğimde vitrinde seyrettiğim makineleri görünce dayanamıyor, alıyorum" diyor. Cevat usta, dükkânını devrederken yalnızca isminin aynı kalmasını istemiş. Başka bir şey almamış Hüseyin ustadan. Hüseyin usta, 41 yıl boyunca mekanik hareketlerdeki, elektronikteki değişimleri de gördüğünü söylüyor. "Artık yayın görevini başka bir şey, merceğin görevini başka bir şey yapıyor. Onu gördüğünde insan hazmedemiyor. Gelişmeyi içinden bildiği için" diyor. Hüseyin Usta, makinalardaki gelişimden memnun olduğunu söylüyor, ama şikâyetleri de var; "Şimdi iyice ticari düşünülüyor. Eskiden yaptıkları kadar sağlam makinalar yapmıyorlar. Mesela çok iyi bir dijital yapıyorlar. Ama bilerek dişlinin birisini çürük yapıyor. Hep aynı yerden arıza veriyor makine. Tüketimi artırmak için. 1980'den sonra böyle oldu."
Amatör doğa fotoğrafçısı Hüseyin Usta, aynı zamanda amatör bir doğa fotoğrafçısı. Türkiye'nin Güneydoğu'su hariç hemen hemen her yerini gezmiş. Çok fotoğraf çektiğini ama sergi açmayacağını söylüyor. Nedeni de, gelen herkese istediği bir fotoğrafını vermiş olması. Karadeniz'i her yerden çok beğendiğini anlatan Hüseyin usta, ilginç bir yer gördüğü zaman mutlaka çekmek istediğini söylüyor. Görüntüleyemediği kimi anlar içinde kalmış. Beypazarı'nda bir sulama fıskiyesinin güneş batarken oluşturduğu şekli, Kalecik'te ırmağın ortasına kepçenin atıldığı anı çekmeyi çok istemiş, ama makinesi yanında olmadığı için çekememiş. "Doğa olduğu zaman hiçbir şey beni tatmin etmiyor" diyor.